BIST 100
9.203,37 1,11%
DOLAR
39,6722 0,12%
EURO
45,7726 0,38%
GRAM ALTIN
4.297,26 0,14%
FAİZ
43,32 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
45,94 -0,94%
BITCOIN
102.061,00 -0,73%
GBP/TRY
53,3974 -0,01%
EUR/USD
1,1523 0,24%
BRENT
77,01 -2,33%
ÇEYREK ALTIN
7.026,02 0,14%
Ankara Açık
Ankara hava durumu
16 °
  • ANASAYFA
  • Güncel
  • Altun: Dezenformasyonla mücadele bizim için bir beka meselesi

Altun: Dezenformasyonla mücadele bizim için bir beka meselesi

Altun: Dezenformasyonla mücadele bizim için bir beka meselesi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi Oditoryumu'nda düzenlenen "Aile Yılında Veli Sempozyumu"ndaki konuşmasında, bugün karşı karşıya kaldıkları ve aileyi tehdit eden  kültür emperyalizminin taşıyıcı unsurlarından biri olarak gördüğü dezenformasyon tehdidine dikkati çekmek istediğini belirtti.

Esas itibarıyla toplumda birlikte yaşamanın temelinde iletişim olduğunu ve onun da temelinde doğru bilginin yer aldığını ifade eden İletişim Başkanı Altun, kasıtlı ve sistematik bir şekilde yalanın yayılmasının dezenformasyon olduğunu söyledi.

İletişim Başkanı Altun, mezenformasyonun ise yalan, yanlış bilginin yayılması olduğunu anlattı.

Dezenformasyonun şu an itibarıyla bütün dünyadaki kültürleri, toplumları tehdit ettiğine işaret eden İletişim Başkanı Altun, fitne, tevhiş, ifal, tahrif, cerbeze gibi kavramların karşılık geldiği olumsuzlukların hepsini içerdiğini de söyledi.

İletişim Başkanı Altun, dezenformasyonun bireyleri, aile kurumunu, toplumsal birlikteliği, huzuru, devletleri, millî güvenliği, ülkelerin itibarlarını, küresel barışı ve uluslararası ilişkileri hedef aldığını anlatarak Türkiye'de gündem olan bazı dezenformasyon içeriklerinden örnekler verdi.

Dezenformasyonun farklı türleri olduğunu ifade eden İletişim Başkanı Altun, "Dezenformasyon sadece bir yalanı uydurmak değil. Dezenformasyonun en yaygın türlerinden biri manipülasyondur, diğeri çarpıtmadır, diğeri hatalı ilişkilendirmedir, uydurmadır. Bağlamdan koparma, taklit ve hiciv... Bunlar dezenformasyonun en sık karşı karşıya kaldığımız türleridir. Manipülasyon dediğimizde esas itibarıyla içinde bir miktar gerçek barındıran dezenformasyondan bahsediyoruz. Görsellere yapılmış kasıtlı müdahalelerden bahsediyoruz." diye konuştu.

"Dezenformasyonlarla savaşlara zemin hazırlandığını görüyoruz"

İletişim Başkanı Altun, farklı yöntemlerle yapılan dezenformasyonlardan ve bunlara karşı verdikleri mücadele örneklerinden söz etti.

Son dönemde parodi ve hiciv hesaplarının dezenformasyon üretme noktasında çok ciddi bir gayret içerisinde olduğunu aktaran İletişim Başkanı Altun, "Hiciv namına değil dezenformasyon üretmek toplumsal anlamda bir ayrışma oluşturmak için psikolojik harp amacıyla kullanıldığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanı Altun, "Dezenformasyonla birilerinin psikolojisi, ruh sağlığı hedef alınır. Toplumların psikolojisi, huzuru, refahı hedef alınır. Aile kurumu, millî güvenlik, ülkenin itibarı hedef alınır. Uluslararası ilişkiler hedef alınır. Küresel barış, refah hedef alınır. Bu anlamda baktığımızda modern dönemde tarihte bunun çok örneğini görüyoruz. Dezenformasyonlarla savaşlara zemin hazırlandığını görüyoruz." sözlerini sarf etti.

Rusya-Ukrayna Savaşı öncesinde de her iki taraftan birçok dezenformasyon üretildiğini dile getiren İletişim Başkanı Altun, hâlâ üretilmeye de devam ettiğini kaydetti.

İletişim Başkanı Altun, dezenformasyon sürecinin artık yeni medya ekosisteminde dijital medya aracılığıyla yürüdüğünü vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bugün dijital medya, sosyal medya mecraları dezenformasyonu kat be kat arttıran bir süreç, gelişme. Bunun yanında yapay zekâ teknolojileri ise artık dezenformasyonu daha da büyütüyor. Özellikle yeni medya teknolojileriyle sosyal medya platformlarıyla karşımıza çok ciddi bir tehdit çıkıyor. Bu tehdidin adı algoritma diktatörlüğü. Ben böyle ifadelendiriyorum. Algoritmalar artık sosyal medyada tüketicileri, kullanıcıları, bizleri yönlendiren adeta dijital baronlar. Algoritmalar üzerinden bizler neyle muhatap olacağımızı görüyoruz. Artık bu eskiden olduğu gibi bir broadcasting denen geniş kitleye toplu mesaj verme değil, artık narrowcasting denen hedeflenmiş, hedefe özgü mesajlar."

Hedef olarak seçilen mesajlara karşı dikkatli olmak gerektiği uyarısında bulunan İletişim Başkanı Altun, "Bizim önümüze konan gerçek, hakikat değil. Bizim önümüze konan imal edilmiş medyatik bir gerçek. Dolayısıyla buna karşı da çok eleştirel olmak durumundayız. Yankı odalarına bizi mâhkum etmek isteyenlere inat, biz mutlaka daha geniş bir perspektifle bakmak durumundayız." dedi.

"Dezenformasyonla mücadele bizim için bir beka meselesi"

İletişim Başkanı Altun, dezenformasyon yağmuruna direnilebileceğini hem bireysel hem de kurumsal olarak herkesin yapması gereken şeyler olduğunu belirtti.

Dijital ortamlarda bir içerikle karşılaşıldığında mutlaka kaynağının sorgulanması gerektiğini belirten İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:

"Kaynağına bakmak ve kaynağının güvenilir olup olmadığından emin olmak en temel düstur olmalı. Bağlantı adreslerine, uzantılara, içeriğe ve kullanılan görsellere mutlaka bakmak gerekir. Yazım dilini de analiz etmek çok çok önemli. Her ne kadar yapay zekâ teknolojileriyle daha sofistike şekilde yine metinler imal ediliyor olsa da dezenformatif içerikler üretiliyor olsa da hâlâ insanî metinlere ulaşabilmiş değiller ve hâlâ daha konvansiyonel medya kanalları sosyal medyadaki gibi ölçüsüz dezenformasyon üretmiyor. O yüzden yazım sürecini de bu bağlamda dikkatli ele almak gerekir."

İletişim Başkanı Altun, "Karşımızda tarafsız platformlar yok. Sosyal medya şirketlerinin her birinin arkasında ideolojisi, gücü olan, imkânlarını, parasını, siyasi nüfuzunu daha da arttırmak isteyen aktörler var. Bu aktörler aynı zamanda bize, ülkemize, Türkiye'deki yönetime dair de fikir sahibi. Türkiye'nin bu anlamda durduğu yerden de, gittiği yoldan da, bağımsızlığından da, gücünden de şikayetçi olan unsurlar. Dolayısıyla bunların yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarına karşı mutlaka uyanık olmak durumundayız." ifadelerini kullandı.

Dezenformasyonun taşıyıcısı olabilme riskinin de unutulmaması gerektiğine dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, araştırmanın ve hakikatin peşinden gitmenin önemine vurgu yaptı.

İletişim Başkanı Altun, İletişim Başkanlığı çatısı altında Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nde yoğun bir şekilde yanlış içeriklerle mücadele ettiklerini ve dezenformasyonla mücadele noktasında bir bilinç oluşturmak istediklerini söyleyerek "Dezenformasyonla mücadele bizim için bir beka meselesi. Biz buna inanıyoruz. Millî güvenliğimize yönelen bu tehdidi biz sosyal medya kullanım kılavuzları hazırlayarak, dezenformasyonla mücadele eğitimleri vererek bertaraf etmeye çalışıyoruz. Diğer taraftan Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz yanında Anadolu Ajansı'mızın "Teyit Hattı" yine bu amaca hizmet doğrultusunda hareket eden ve uluslararası alanda da giderek etkisini artıran bir aracımız." diye konuştu.

Yapay zekâ üzerinden geliştirilen bir teknolojiyle de bir görselin, sesin ya da metnin gerçek olup olmadığını tespit edebildiklerini ifade eden İletişim Başkanı Altun, "Çok yoğun bir şekilde bir dezenformasyon yağmuruyla karşı karşıyayız ve bu dezenformasyon yağmuruna karşı biz bu otantisite kontrollerini yaparak hızlı bir şekilde mücadele edebiliyoruz. Elbette, ne olursa olsun, ne kadar hızlı mücadele edersek edelim yalanın hızına yetişmemiz mümkün değil. O yüzden biz bu bilinçle hareket etmek durumundayız. Türkiye olarak dezenformasyona en çok maruz kalan bir ülkede yaşıyoruz. Bunun bilincinde hareket etmek durumundayız. Bunun nedeni de çok açık çünkü Türkiye son 23 yılda çok büyük bir atılım yaşadı." dedi.

"Gezi döneminde karşı karşıya kaldığımız dezenformasyon çok daha fazlaydı"

Daha öncesinde bağımlı bir aktör olan Türkiye'nin bugün bağımsız bir aktör olduğunu belirten İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bağımlı bir aktör ve ciddi bir pazardı Türkiye ve sadece tüketen bir pazar, bir ülke. Türkiye bugün itibarıyla üreten, varlık gösteren, büyümeye gayret eden iddiası olan bir ülke konumunda. Burada da çok güçlü bir liderlikle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle bu noktaya gelindiği de çok açık. O yüzden Türkiye çok yoğun bir şekilde son on iki, on üç yılda dezenformasyonun her türüyle çok yoğun bir şekilde karşı karşıya kaldı. Gezi kalkışması döneminde Türkiye'nin maruz kaldığı dezenformasyon yoğunluğu hiçbir ülkenin maruz kalmadığı bir yoğunluktur."

15 Temmuz'a giden süreçte de aynı şekilde çok yoğun dezenformasyona maruz kalındığını ifade eden İletişim Başkanı Altun, "15 Temmuz oldu bütün dünyanın gözü önünde. Türkiye'de darbe görünümlü bir işgal girişimiyle karşı karşıya kaldık ve milletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle, dirayetiyle sahaya çıktı. Çok güçlü bir şekilde bu darbeyi, bu işgal girişimini püskürttü. Bunlar yine dünyanın gözünün önünde cereyan etmesine rağmen bu süreç dahi dezenformasyonlarla manipüle edilmeye çalışıldı. Bunun nedeni açık ve net. Bunun nedeni bizim varoluşumuz ve iddialarımızla ilgili. Varoluşumuzdan ve iddialarımızdan vazgeçemeyeceğimize göre, gayretimizi sürdüreceğimize göre bu dezenformasyonun da devam edeceğini öngörmek durumundayız." diye konuştu.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.